İstanbul-Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kuruluşu’nun 78. yılını bir toplantı ile kutladı. Kuruluş Yıl Dönümü Toplantısı 10 Haziran Pazartesi günü saat 14.00’te TGC Burhan Felek Konferans Salonu’nda yapıldı.
10 Haziran 1946’da kurulan ve ilk Başkanı Sedat Simavi olan Cemiyet, 3 bin 750 üyesi ile ülkenin en büyük gazetecilik derneği olma özelliği taşıyor. Bağımsız bağlantısız gazetecilik anlayışı ile yola çıkan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü alanında engellerin ortadan kaldırılması, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için görev yapan gazetecilerin özlük haklarının korunması için çalışıyor.
Vahap Munyar: Gazetecilik suç olmasın, cezaevinde gazeteci olmasın istiyoruz
78. Kuruluş Yıl Dönümü nedeniyle düzenlenen toplantı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Vahap Munyar’ın konuşmasıyla başladı.
“TGC’nin bugün 78. Yıl dönümünü kutluyoruz. Öncelikle kurucu üyemiz ve başkanımız Sedat Simavi olmak üzere bugüne kadar cemiyetin duruşunu belirleyen, kurumsallaşması için emek veren, bütün başkanlarımıza, tüm yönetim kurulu üyelerine şükranlarımızı sunuyoruz. Türk Basın Birliği’nin 1946’da kapatılması ile Türkiye’de o zamanki adıyla Gazeteciler Cemiyeti olarak İstanbul’da, Ankara’da ve İzmir’de üç meslek örgütü kuruldu. Bunların ilki Sedat Simavi’nin kurucu başkanlığını yaptığı İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’ydi. Sedat Simavi’den sonra Cevat Fehmi Başkut, Burhan Felek, Nezih Demirkent, Necmi Tanyolaç, Nail Güreli, Orhan Erinç, Turgay Olcayto gibi çok değerli isimler TGC’ye başkanlık yaptı.
Derneğimiz açısından iki önemli tarih var. Onları size tekrar hatırlatmak istiyorum. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti olarak derneğimiz 8 Nisan 1952 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı dernek statüsüne geçti. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti adı ise 12 Haziran 1993 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak değişti. Biz TGC olarak kurulduğumuz günden beri bağımsız, bağlantısız gazetecilik anlayışıyla çalışmayı sürdürüyoruz. Gazetecilerin görevlerini hukuk ve etik ilkeler çerçevesinde yapabilir olmasını amaçlıyoruz. Gazetecilerin yurttaşlara haberlerini engelsiz ulaştırabilmeleri için çalışıyoruz. Cezaevinde gazeteci olmasın istiyoruz. Gazetecinin suçlu, haberin suç olarak görülmesini istemiyoruz. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün korunmasını, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesini istiyoruz. Biz çizgimizden hiç ayrılmadan TGC’nin 78 yıldır sahip olduğu işlevini sürdürmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar gelen tüm yönetimlerin bize teslim ettiği bayrağı, en iyi şekilde taşımak için çalışmayı sürdüreceğiz.”
Toplantının açılışında PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral, Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner, Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu ve Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk söz aldı.
Oral: Mesleğini hakkıyla yapanlara bedel ödetildiği, yıldırıldığı zamanlarda zordur gazetecilik
PEN Yazarlar Derneği Başkanı Zeynep Oral yaptığı konuşmada “Ülkenin en köklü meslek kuruluşu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 78. yaş gününü kutluyoruz. Burhan Felek’in başkanlığından beri üyesi olmaktan gurur duyduğum bu STK ile ben yaşıtız. Ne mutlu bana! Gazetecilik, yeryüzünün en renkli, en heyecanlı, en muhteşem mesleklerinden biridir. Ama kimi zaman da en acımasız, en tehlikeli, en riskli, en korkunç olanıdır!” dedi. Oral konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Düşünce ve ifade özgürlüğünün şiddet, baskı, tehditle sınırlandığı; parlamenter rejimin askıya alındığı bir ülkede yaşıyoruz. Anayasa’nın iktidardakiler tarafından yok sayılabildiği, halkın haber alma hakkının sık sık yasaklandığı, hak, hukuk ve adaletin siyasetin emrine sokulduğu bir sistemde yaşıyoruz. Mesleğini hakkıyla yapanlara bedel ödetilen, hapse atılan, muktedirlerin tehditleriyle, işten atılmalarla, maddi manevi cezalarla yıldırıldığı zamanlarda zordur gazetecilik. Hele etik değerlere bağlı kalarak mesleğini yapmak daha da zor. TGC’nin 78. yıldönümünü canı gönülden kutluyorum.”
Özyalçıner: Gazetecilerle yazarların özgür oldukları gün, Türkiye de özgür olacak
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner ise konuşmasına gazeteciliğin ne kadar zor bir meslek olduğuna işaret ederek başladı. Konuşmasını şöyle sürdürdü:
“TGC 78 yıldır insan hak ve özgürlüklerinin kazanılması, korunması, geliştirilmesi için mücadele vermektedir. Cemiyet elbette gazetecinin özlük haklarının elde edilmesinde, mesleki haklarının korunmasında 78 yıldır üyelerine kol kanat olmuştur/olmaktadır. Gazeteci, memlekette, dünyada yaşananların habercisi olarak bunları halka duyurmak, onunla paylaşmak zorundadır. Görevi budur. Bu görevini yerine getirmesi zaman zaman engellenmiştir. Bugün de engellenmektedir.
Söz ve yazı özgürlüğünün olmadığı yerde insan hak ve özgürlüklerinden de söz edilemez. Haber alma, haber verme konusunda getirilen yasaklarla gazeteci arkadaşlarımız sansür, dahası oto sansürle karşı karşıya kalmıştır. Cemiyet 78 yıldır gerek haber alma, haber verme, gerekse insan hak ve özgürlüklerine getirilen yasaklama kararlarına karşı örgütlü bir mücadele vermiş/vermektedir. Söz ve yazı edebiyat, sanat yoluyla yapılanı da dahil -ne savaşları durdurmuş, ne açlığı bastırmıştır. Yalnız savaşların olmadığı, insanın emeğiyle yarattığı zenginlikle güzelliği eşitçe paylaşabileceğimiz bir dünyayı dillendirmiş/dillendiriyordur. Şarkılarını söylemiş/söylüyordur. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti gazetecisi, yazarı ile bu oluşumun içindedir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması, insan hak ve özgürlüklerinin engellenmesi yolunda 78 yıldır emin adımlarla ilerlemektedir. Gazetecilerle yazarların özgür oldukları gün, Türkiye de özgür olacaktır. Cemiyetin 78. yaşı kutlu olsun!”
Durmuş: Değişmeyen tek şey var, o da gerçeğin peşindeki koşu
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin 78. yaş gününü kutluyorum. Bu 78 yılın 72 yılında, aynı yolda mücadele etmek Türkiye Gazeteciler Sendikası için de bir onurdur. Aynı çatı altında aynı yolda yürüyoruz derken laf olsun diye de söylemiyorum. Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin bugüne kadar ki dokuz Genel Başkanından Cevat Fehmi Başkut, Nail Güreli ve Orhan Erinç aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Sendikasında da Genel Başkanlık görevi yürütmüş meslek büyüklerimizdir. Sendikamızda görev alan birçok yöneticimiz Cemiyetimizde de görevler almıştır” diye konuştu.
İki örgüt arasındaki kardeşlik ve dostluğun bundan sonra da devam edeceğini belirten TGS Genel Başkanı Durmuş, şu konulara dikkat çekti:
“Türkiye’de gazetecilik, medya büyük bir dönüşüm içinde. Patron yapısının değişmesinden iktidarın baskılarına, okur ve izleyicinin alışkanlıklarının değişimine kadar birçok konu bu dönüşümde büyük rol oynuyor. Gazetecilik faaliyetinin yürütülme biçimi değişse de değişmeyen tek şey var, o da gerçeğin peşindeki koşu. Bizim gibi basın meslek örgütlerine düşen görev ise bu koşuda gazetecileri korumaktır. Daha güçlü dayanışmanın örülmesi, tüm basın meslek örgütlerini aynı hedef için ortak hareket kabiliyetine kavuşturmamız kaçınılmazdır. Basın meslek örgütleri arasındaki bu denli büyük bir dayanışmayı inşa etme görevi de hiç şüphesiz en başta 78 yaşındaki Türkiye Gazeteciler Cemiyetine düşmektedir.”
Dedeoğlu: Etki ajanlığı konusu, dezenformasyon yasasından daha tehlikeli
DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedoğlu ise konuşmasında iktidarın basın iş yasasını genel iş yasasına katma çalışmalarına dikkat çekti. İktidarın tüm hedefinin muhalif basını susturmak olduğunu vurgulan Turgut Dedeoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Muhalif basının susmaması için en büyük emek basın meslek örgütlerinindir. Bunun için de elimizden gelen çabayı göstermemiz, birlik ve beraberliği örmemiz gerekiyor. Dokuzuncu yargı paketi bizim açımızdan çok önemli. Özellikle fon alan bütün medya kuruluşları, basın meslek örgütleri etki ajanı adı altında bir suçlama ile yarın öbür gün üç yıldan yedi yıla kadar da hapis cezası alabilecekler TCK’da şöyle bir madde var. Bir suçu basın yoluyla işlemiş olursan cezanız üç kat daha artıyor. Etki ajanlığı konusu, dezenformasyon yasasından daha tehlikeli bir yasa olacak. Bu maddenin yasadan çıkarılıp TBMM’ye hiç getirilmemesi için çalışmalıyız.”
Kocatürk: İfade özgürlüğünün önüne çekilecek engeller yaratma konusunda Türkiye çok mahir
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk ise konuşmasında basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü, yayınlama özgürlüğü üzerinde oluşan baskılara işaret etti.
“Bizim açımızdan da ilham veren TGC’nin 78. Yaşını kutluyorum. Türkiye Yayıncılar Birliği olarak dezenformasyon başta olmak üzere basın, düşünceyi ifade özgürlüğü ve yayınlama özgürlüğü konusunda beraber hareket ettiğimiz TGC’nin nice yıllara erişmesini diliyorum” dedi ve ekledi:
“Türkiye Yayıncılar Birliği olarak 1995 yılından beri düşünce özgürlüğü raporları düzenliyoruz. 1995 yılından beri de yargılanan yayıncı ve yazar arkadaşlarımızla dayanışma içerisinde olmaya, ödüller vermeye çalışıyoruz. 1980’den bu yana her dönem kitap yasaklamaları, yazarlara uygulanan baskılar, gazetecilere uygulanan baskılar hep gündemde. Şimdi de etki ajanlığı konusu var. Basın ve düşünceyi ifade özgürlüğünün önüne çekilecek engeller yaratma konusunda Türkiye çok mahir. Son dönemlerde hortlatılan Muzır Kurulu kararları ile çocuklara yönelik kitaplar yasaklanıyor. Yetişkinlere yönelik 22 yıl önce yayınlanmış kitaplara da yasaklamaya, poşet içerisinde koyup satmaya çalışıyorlar. Bütün bunlara karşı TGC ve basın meslek örgütleriyle ortak mücadele veriyoruz.”
Öymen: Gazeteciler için ölmek kadar öldürülmenin de doğal hale gelmesi ne acı
Açılış töreninde konuşan TGC Onur Kurulu Başkanı Altan Öymen ise TGC’nin kuruluşuyla ilgili tanıklığını anlattı.
“Ben TGC’nin kuruluşunu hatırlıyorum. Gazeteciliğe başlamamıştım ama gazetecilik yolundayım. O yıllarda Türkiye’de demokratikleşme adımları birbirine izliyordu. Türk Basın Birliği kapatıldı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de gazetecilik cemiyetleri kuruldu. İstanbul’daki cemiyetin başkanı Sedat Simavi oldu. Demokrat Parti kurulduğunda basın özgürlüğünü savunuyordu. O yıllarda gazetecilik sendikaları da cemiyetlerin ardından kuruldu. Ancak daha sonra her şey değişti. Gazetecilere yönelik baskılar başladı. Gazeteciler için ölmek kadar öldürülmenin de doğal hale gelmesi ne acı. Biz burada otururken çok sayıda gazeteci yargılanıyor, cezaevine girmek için bekliyor. Tüm bunlara rağmen artık bu ülkede insanların fikrini basın yoluyla açıklamasının demokrasinin olmazsa olmaz şartı olduğunu herkes artık biliyor. Bu düşüncelerle geleceğe daha umutla bakmalıyız.”
Oturumlarda gazeteciliğin güncel sorunları ve geleceği konuşuldu
Açılış konuşmalarının ardından toplantı iki oturumla devam etti. Toplantının moderatörlüğünü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Oturumda TGC Meslek İlkelerini İzleme Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu “Hak Haberciliği, Yeni Medya ve Etik Sorunlar” gazeteci-yazar Prof. Dr. Haluk Şahin “Gazetecilik ve Yapay Zekâ” ve TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük “Dijital Telif, Etki Ajanlığı ve Dezenformasyon” konularında konuştu.
İkinci oturumun moderatörlüğünü ise TGC Başkan Vekili ve NOW TV Haber Genel Yayın Yönetmeni Doğan Şentürk üstlendi. Gazeteciliğin Geleceği konulu oturumda Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mine Esen, Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu ve TV 100 Haber Koordinatörü Mustafa Aşcıoğlu yer aldı.